Onlarca Kalp Tek Yürek: DANS

Kübra Balaban
4 min readApr 23, 2019

--

Hayatınıza bir renk katmak mı gerekiyor, o zaman buyrun …

Unsplash,Scoot Webb

Dans ,müzik temposuna ayak uydurularak yapılan müzikle kaynaşan ve estetik değer taşıyan vücut devinimlerine verilen isimdir. Farklı dilden, farklı dinden, farklı ırktan ve farklı bakış açısına sahip insanların tek buluşabildiği noktanın DANS olduğunu düşünürüm hep.Bana göre, Dans’tır insanları birbirine bağlayan, Dans’tır insanların bakış açılarını değiştiren ve yine Dans’tır aynı hedefe koşmamızı sağlayan . Çünkü Dans ile birlikte aynı sahne ışıkları altında tek vücut olursunuz…

Şimdi gelin size benim Dans hikayemden bahsediyim…

Okula başladığım yıllarda, klasikleşen bayram gösterileri haricinde bir gün İlkokulda sanırım 6.sınıfta yapılan bir duyuru aslında dans hayatıma başlangıcımın filizlenmesinin habercisi olduğunu bilemezdim. Gelenek ve göreneklerine bağlı bir ailede yetişmem sebebiyle halk deyimiyle “halay başı” olmaya müsait olarak yetiştirildim. Baba tarafımın Trakyalı olması ve oynamaya düşkün olmaları aynı zamanda anne tarafımın Malatyalı olması sürekli bir davul zurna sesi duymamla harekete geçmemi sağladığı için oynamaya açık bir bireydim. Evet , gelelim ilk filizlenmeye …

İlkokul 6.sınıftı sanırım … Sınıfa gelinip duyuru yapıldığında, bir Folklör gösteri olunacağı ve isteyenlerin saat 14.00 de okulda olmaları gerektiğini belirtilmişti. Benim de anladığım birileri gelip gösteri yapacaklar ve biz de onları izleyeceğiz. Tabii ben de severim, bana oynamak olsun … Gittim. Gittiğimde anladım ki aslında oynayacak insanlar yok, ekip kurulacak ve oynacaklardan biri ben olacağım. Filizlenme başlamıştı ve ben bu durumdan gayet memnundum. Bayram gösterileri harici, kültür merkezinde yapılan gösterilere de çıkmak beni daha çok motive ediyordu. Bu süreç böyle devam ederken , lise’ye başka bir yerde devam etmem ile birlikte dans hayatıma ara vermiştim. Ara vermiştim diyorum ancak, bahsettiğim gibi bizim ailede genellikle iki tarafta eğlenmeyi sevdiği için hiç de dans’tan uzak kalmamıştım.Sadece profosyonel olarak ara verdim denilebilir.

Taaaa ki , 2017 Aralık ayına kadar …

Profosyonel olarak dansa gireceğimi bende beklemezken, okulun yorucu süreçlerinde farklı bir aktivite ve uğraş ararken kardeşimin de dansa yönelmesi ve beni de sevk etmesiyle bu serüvene tekrar bir başlangıç yaptım.

Halk deyimiyle Folklör olan bizim bu sürece Sahne Sanatları dediğimiz ekibin bir üyesiydim artık.İlk başlarda hobi olarak başlayan süreçti,şimdi geldiğim noktada da adımın dansçı olarak iyi bir konumda olmasını istediğim noktadayım. Ben bu noktaya nasıl mı geldim ?

Her şey başlangıçta normal olması gerektiği akıştaydı , bir gittim iki gittim , üç gittim derken insanlarla kaynaştım. Tanıdığım insanlar ve konuşmaktan mutlu olduğum insanlar oldu. Sonrasında bir baktım aslında farklı görüşte, farklı yapıda ve farklı yaşlarda olan bir çok insan tek bir amaç için aynı yerde onlarca saat ter döküyoruz. Bunu hissettiğimiz an aslında bir EKİP olmuştuk…

EKİP dediğim şey de aslında, puzzle’ın bir parçası gibi nasıl ki bir parça kaybolduğunda o puzzle’ın bir anlamı kalmıyor ekip dediğimiz kavram da bizim için bu hale gelmişti. Hatta yakın arkadaşlarım ve ailem yoğun okul temposunda nasıl bunu da araya sıkıştırdığımız noktasında şaşırıyor ve de “bugün de gitme dinlen” ya da “bizimle vakit geçir artık ek bugün” diye söylemlerde bulunsalar da koşar adım gitmekten ne kadar mutlu olduğumu görünce seslerini çıkarmıyorlardı.

Ve bu süreç böyle devam ederken zaman geçmişti tabii ki. İlk gösteri günü gelip çatmıştı bile… Takvimler 16 Ocak 2018 gösteriyordu. İlk defa seyirci karşısına çıkmanın mutluluğu,heyecanı ile birlikte kendimizi sahnede bulduk.Şunu itiraf etmeliyim ki, bu tarifi olmayan bir duygu. Sahnede bir oyun sergiliyorsun ve o kareografinin karşı tarafa duygusal noktada hissettirilmesi gerekiyor. Bunu başardık…. Ederlezi , Çalın Davulları,Tekirdağ karşılaması, Zeybek ile sahne aldık. Bir de kayıttan değil canlı performans eşliğinde.. Bence gayet iyiydik :)

İlk Sahneden Bir Kare

Ekip ile birlikte organizasyonlar düzenliyor, sürekli birlikte olmaya çalışıyorduk.Artık çalışmada geçen süre de bize yetmiyordu.Hatta gittiğim kültürel gezilerde de kendimi bir yerlerde oynarken bulduğum olmuyor değil :)Bu heyecan ile birlikte biz birbirimize daha çok bağlanmaya ve aslında ekip değil de aile olmaya başlamıştık…

Sayın Miryam NARTA’ya bizi bir dansçı olarak yetiştirmeye çalıştığı ve verdiği emekler için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum .

Hayat bir çok şeyi dert etmeyecek kadar kısa, insanlar mutlu olduğu yerlerde mutlu olduğu şeyleri yapmalı 🎈…Ben en büyük hobimi buldum, darısı sizin başınıza. 🌸

Bir sonraki yazımızda görüşmek dileğiyle. Sevgiler… 💙

--

--

Kübra Balaban
Kübra Balaban

Written by Kübra Balaban

Senior Full Stack Developer | DevOps

No responses yet